28 Haziran 2014 Cumartesi

YARATICI YAZARLIK DERSİ

İSTEK Belde Ortaokulunda 8.sınıf öğrencilerimizle yürüttüğümüz Yaratıcı Yazarlık dersinde oluşturduğumuz ürünlerden bir seçki... Metinler, Eylül 2013 ile Ocak 2014 arasında yazıldı. İyi okumalar dilerim.

Berfin Syskakis, Türkçe Öğretmeni

20 Ocak 2014 Pazartesi

Bir Paket Bisküvi


... Adam kadını görmezden gelip bisküvinin yarısını ağzına attı. Kadın iyice sinirlenmişti. Adama çıkıştı. ''Sen ne yaptığını sanıyorsun? Bu bisküviler benim. İzin almadan neden yiyorsun? Bu yaptığın resmen hırsızlığa giriyor.'' dedi kadın. Adam: '' Ama ben sizinle de bisküvimi paylaşıyorum. Bu hırsızlığa girmiyor. Böyle davranmanıza gerek yok. Paylaşmayı öğrenmelisiniz. Tek hatanız bu sanırım. Paylaşamama duygusu.'' dedi. Kadın ne olduğunu, neye uğradığını şaşırdı. Bir süre adamın yüzüne baktı. Adam kadını aldırmadan yerinden kalktı ve başka birinin yanına geçti. Onun da bisküvilerini yiyordu. Bu kez adam aynı tepkiyi vermedi. Hoşgörüyle adama bisküvi paketini verdi. Fakir görünümlü adam paketi almadı. Paketi uzatan adam ne olduğunu anlayamamıştı. Neden almadığını merak ediyordu. Sonunda fakir görünümlü adam olan her şeyi açıkladı.
Aslında fakir olmadığını, özel bir kurumda görevlendirildiğini açıkladı. Kadın utanmıştı. Ne yapacağını bilemedi. Utançla uçağına bindi ve gitti.

ALİ CAKTI- LAVİNİA

Sen yalanlar söylemeseydin,
Gitmezdin senin yanından.
Dedim sana yalan söyleme diye,
Ama sen dinlemedin beni.

Gitme dedin sen,
Ama başka çarem yoktu,
Yalanlarla yaşamak bana uymazdı,
Sensiz üşüyorum ama ne yapabilirim?

Sensiz saatler geçmiyor ama,
Doğrusu bu şekilde,
Yine en güzeli sensin ama,
Ne yapalım doğrusu bu Lavinia.

Kısa Film-Karakter Kurgulama

... Fakir çocuk onun gibi olmak istiyorum, dedi. Aniden çocuk, zengin çocuğa döndü. Zengin çocuk olduktan sonra neredeyse havalara uçtu.Fakir çocuk neden böyle olduğunu anlamadı. Aniden yanına elinde tekerlekli sandalye olan kadın geldi. Fakir çocuk o anda şoka girdi, çok üzülmüştü artık geri dönüş yoktu. Zengin çocuk çok sevinmişti çünkü artık ayaklarını kullanabiliyordu. Fakir çocuk eve girdi. Ev çok güzeldi fakat yürüyemiyordu. Zengin çocuk ise sokakta parasız bir şekilde geziyordu ama yürüyebiliyordu. Fakir çocuk zengin olduğu için çok güzel bir okula gitti, orada hiçbir şey yapamıyordu. Zengin çocuk ise kötü bir okula gidiyordu ancak istediklerini yapabiliyordu. Fakat sadece bir tanesinin istediği oldu. Sonuçta ikisi de hayata devam etti...

Kısa Film-Karakter Kurgulama

...Bacağı olmayan çocuk çaresizce düşünüyordu, üzülüyordu. Keşke bunu hiç istemeseydim dedi.... Bacağı olmadığı için üzülüyordu. Ne yapsam diye düşünüyordu. Protez bacak takmayı denedi ve mutlu olmayı istiyordu.Ta ki aklına o güzel fikir gelinceye kadar. Zengin olmak, fakir ama gururlu olmanın yanında hiçbir şey kalmadı. Dileğini geri aldı. Zengin çocuğa acıdı, elinden bir şey gelemezdi, fakirdi. Babasından gizli biriktirdiği 5000 doları çocuğa verdi. Bu iş nasıl olur bilinmez ama onun zengin arkadaşları ve babasının kulağına gitti. Hepsi bu olayın müthiş bir insanlık örneği olduğunu anladılar.

BİR PAKET BİSKÜVİ

... Adam yerinde oturmaya devam etti. Adam, paylaştığı için mutlu görünüyordu. Kadın kıpkırmızı olmuştu. Daha fazla dayanamayan kadın yerinden kalktığı gibi adama döndü."Bisküvilerimden aldığın yetti, bu çok küstahça."diye bağırdı.Adam şaşırmış görünüyordu.Kadına bakarak niye bağırdığını anlamaya çalışıyordu.Adam kibar bir şekilde "Pardon o bisküviler benim."dedi. İyice sinirlenen kadın "Nasıl yani o bisküviler senin falan değil!"dedi.Tam adama bağırırken kadının çantasından marketten aldığı bisküviler düştü.Çok mahcup olan kadın utançtan yerin dibine girmişti.Ve adam "Öfke gelir göz kızarır,öfke gider yüz kızarır" dedi ve gülerek uzaklaştı.

PARANIN YETMEDİKLERİ Kısa Film-Karakter Kurgulama

... İstediğin her şeyi almaya ve yapmaya gücün olduğunda yaşamak için bir sebebi kalmıyor insanın. Yine de bir şekilde böyle yaşayarak sekiz yaşıma kadar geldim. O gün geçirdiğim trafik kazasında bacaklarımın ikisini de kaybettim. Tekerlekli sandalye hayatımın en önemli parçası haline geldi.
Eskiden parayla her şeyin çözülebileceğini düşünürdüm. Ama değilmiş. Zenginliğim ayaklarımı geri getirmedi. Giydiğim pahalı giysiler tekerlekli sandalyeyi kapatmaya yetmiyor. Aldığım o ayakkabılar kirlenmeden, kullanılmadan çöpe gidiyor.
Bir zamanlar bana özenen fakir çocukların koşarak oyunlar oynamalarını izliyorum ara sıra. Ama onlar bilmiyorlar ki benim de artık tek istediğim onlar gibi olabilmek..

Kısa Film Üstüne Karakter Tasarlama

İzlediğimiz kısa film sonrasında öğrencilerimiz seçtikleri karakterin geçmişini/ geleceğini kurguladılar.

Kısa Film-Karakter Kurgulama

... Dileğim gerçekleştiğinden beri parktaki insanların alay konusu olmuyordum. Zengin olduğumdan beri her istediğim gerçekleşiyordu. Bir şey hariç. Yürümek. Bazen parka gidiyorduk. Orada benim yerime geçen çocuğu görüyordum. Ne zaman görsem gülüyordu. Onu öyle gördüğümde kaybettiğim şeyin değerini anlıyordum. Her gece yattığımda tekrar yürüyebilmek için dua ediyordum. Fakat sabah uyandığımda tekerlekli sandalye beni bekliyor oluyordu. Önceden daha kötüsü olamaz derdim. Fakat aslında ne kadar değerli bir şeye sahip olduğumu yürüyemediğim zaman anladım. sabah uyandığımda yatakta değil de çimlerin üzerindeydim. Giysilerime baktığımda giysi denemeyecek paçavraları gördüm. Tekrar yürüyebildiğimde ise hiç bu kadar mutlu olmamıştım.

Kısa Film-Karakter Kurgulama

... Apo'nun hayatı artık çok daha güzel. Çünkü sağlık her zaman önemlidir. Sağlığı yerinde olan herkes kendi haline şükretmelidir. Ayaklarına kavuşan fakat artık o kadar da zengin olmayan Apo için yeni bir hayat başlıyordu. Apo'nun ilk işi hemen gidip eğitim görmekti ve spora başlamaktı. Devlet okuluna yazılan Apo, futbol oynamayı öğrenmek istiyordu. Ayakları yokken futbol oynayan çocukları kıskanırdı. Bu yüzden azim edip hırs yapıp hem eğitim aldı hem de spora başladı. Fakat spor yaparken aklına çoğu zaman ayaklarını nasıl kaybettiğini hatırlıyordu. Apo ayaklarını başkasına bakıp koşarken kaybetti. Önüne bakmadığı için arabanın önüne çıktı. Ayakları ezilmişti. Ama bunların önemi yoktu çünkü artık ayakları vardı. Ama bu kısa sürdü. Çünkü diğer çocuk eskiye dönmeyi istedi ve her şey en başa döndü. Diğer çocuk ayaklarının kıymetini, zengin çocuk da ayaklı (sağlıklı) olmanın özlemini birazcık da olsa anladı.

Kısa Film-Karakter Kurgulama

... Renly, Londonlı zengin ailenin tek çocuğudur. Ailesi yüzünden kendisi de zengindir. Kıyafetleri ve parası ile herkese gösteriş yapar.
Bir gün, okula gitmek için durakta bekliyordu. Her zamanki gibi şıktı. Altın rengindeki kıyafetleri güneş ışığı eşliğinde çok havalı gözüküyordu. Aniden yanına tekerlekli sandalyeye mahkum olmuş bir kadın geldi. Renly'e ''Beni karşıya götürür müsün ?'' dedi. Renly yine başkalarını ezme, yani küçük düşürme peşindeydi. Şaka yapmak amacıyla tekerlekli sandalyenin kolunu aldı ve kaldırımdan indi. Engelli kadın hiçbir şeyden habersiz karşıya gidiyordu. Renly karşıdan gelen arabayı gördü. Arabaya çarpmayacaktı bu engelliye. Renly hızlıca bu tekerlekli sandalyeyi  itti. Engelli kurtuldu şaşırarak. Ama Renly'nin planında olmayan bir şey oldu. Araba aniden direksiyonu kırıp Renly'e çarptı. Renly genç yaşında tekerlekli sandalyeye mahkum kaldı diğer engelli gibi. Yataktayken ''Keşke dalga geçmeseydim.'' dedi içinden. Ama çok geçti. Korktuğu ve dalga geçtiği şey başına geldi. Sakat kalmıştı zengin Renly. Bir daha fakirlerle ve engellilerle asla dalga geçmeyecekti...

Kısa Film-Karakter Kurgulama

... Felix (yani zengin çocuk) için hayat ayaklarını geri kazandığı için çok daha kolaylaşır. Artık yürüyebiliyor, koşabiliyor ve tekerlekli sandalyeye ihtiyaç duymadan hareket edebiliyordur. Ancak fakir olan çocuğa da üzülmektedir. Sonra zengin olduğu için yer değiştirdiği çocuğa para verir ve hastane masrafını karşılayarak onun iyileşmesine yardımcı olur.
Bir gün ikisi beraber gezerken normalde zengin olan ancak şu anda fakir olan çocuk düşer ve tekrar ayağını kırar. Fakir olan ancak şu an zengin olan çocuk ise onun hastane masrafını karşılamak için hastaneye para yatırır ancak bir gelişme olmaz, para boşa gider ve çocuk eskiden olduğu gibi yine fakir kalır. Böylece her şey eski haline dönmüş olur. Kendi hallerine şükretmeyi öğrenirler.

Bir Paket Biskuvi




... Hali vakti yerinde bir kadın hava alanında bekliyordu. Uçağın kalkmasına da uzun saatler vardı. Önce hoşuna giden bir kitap, sonra da bir paket çikolatalı bisküvi satın aldı ve bir banka oturdu. Kitabına daldığı bir sırada, fakir görünümlü bir adam yanına oturdu ve aralarında duran çikolatalı bisküvi paketinden atıştırmaya başladı. Kadın bu küstahlığı görmezden gelmeye çalıştı. Onun yerine, bisküvilerini yiyip bir taraftan kitabını okudu, bir taraftan da saatini gözledi.
Ancak yanı başında oturan bisküvi hırsızı arsızca birer ikişer bisküvileri midesine indiriyordu.  Kadın gittikçe daha fazla rahatsız oldu bu durumdan.
“İnsan gibi istese, veririm! Utanmadan bisküvilerimi yiyor, bir de yüzüme gülümseyip duruyor. Ne terbiyesiz insanlar var bu dünyada!” diye düşünüyor, yüz hatlarıyla da bu düşüncesini ifade ediyordu.

Sonunda, her biri birer bisküvi aldı paketten. Geriye tek bir bisküvi kalmıştı. Adam gülümseyerek o bisküviyi aldı ve ikiye böldü. Yarısını kadına uzattı. Kadın hırsla bisküviyi elinden çekip “Şunun yaptığı arsızlığa bak!” diye düşündü. “Tek kelime teşekkür de etmiyor.”

Bir Paket Bisküvi

... Adam çok üzüldü ve içinden bence bu kadın arsız, dedi.Gerçekten çok üzülmüştü. Eve gitti oturdu.Sonra kitap okumaya başladı.Ama bu keder onu çok üzmüştü.Oysaki fakir değil ülkenin en zenginlerindendi.
O gün onun en sevdiği dostunun ölüm yıl dönümüydü. Dostu fakirdi o yüzden empati yoluyla onun acılarına anlamaya çalışırdı. Adam gerçekleri açıklamak istedi. Kadının adresini öğrendi gitti yanına ve gerçeği açıkladı.
Kadın hüzün içinde önemli değil dedi ve her şey tatlıya bağlandı.


Kısa Film-Karakter Kurgulama

... James adında  bir çocuk vardı.Çocuk ve ailesi çok zengindir ama çocuk sakat olduğu için hiç mutlu değildi. James'in tek hayali sağlıklı ve mutlu olmaktı. Zengin olmasa da olur diyordu. Bir gün James parkta otururken fakir bir çocuk yanına geldi ve zengin olan James'in yerinde olmak istedi.Ama James'in sakat olduğunu bilmiyordu. Daha sonra James çocuğun yürüyebildiğini ve de koşabildiğini gördü. James fakir çocuktan etkilenerek yürümeye çalıştı. Ama yürüyemedi.Yere düştü ve sakatlık süresi çok daha uzadı ve çok pişman oldu.

LAVİNİA

LAVİNİA

Sen neler söyledin, gizledin benden
Yalanlar söyledin, incitmek istedin
Sen bilirsin tabii yine de
Güzel Lavinia, yalancı Lavinia

Adın neydi senin?
Dur bir saniye, hatırladım
Üşüyordun sanırım, ceketimi almıştın
Saat 12'ydi, ben donuyordum soğuktan

Bu en güzel gün biliyor musun?
Ceketimi geri verdin, sen kokuyordu
Seni hiç unutmam artık
Güzel Lavinia, yalancı Lavinia...

Balca Su ÖZKAN
Özdemir ASAF

BİR PAKET BİSKÜVİ

***
Bir süre sonra uçağın kalkacağı anons edildi. Kadın derin bir oh çekti ve gitmek üzere çantalarını aldı.Gitmeden önce adama tiksinti dolu bir bakış attı ve bilet sırasına doğru yürüdü.
Uçağa bindiğinde yarım bıraktığı kitabını çıkarmak için çantasını açtı. O sırada çantasında duran bisküvi paketini fark etti. O bisküvilerin adama ait olduğunu anladığında çok geçti. Uçak kalkmıştı. Adamdan özür bile dileyememişti. Tiksintiyle baktığı bisküvi hırsızı kendisiydi işte.

LAVİNİA

Gitmeseydin,
Kalsaydın keşke,
Yine yanımda istiyorum seni,
Gizleme güzelliğini.

Üşüdüğünde al ceketimi,
İncitme artık beni.
Yalan söylemiyorum sana,
En güzel sensin Lavinia.

Sana gitme demek istedim,
Adını söylemek istedim.
Lavinia, kal yine yanımda
Gitme bir gün daha.

BİR PAKET BİSKÜVİ

                                        
                  ... Kadın böyle düşünedururken adam çok farklı düşünüyordu. Çünkü aslında o bisküvi adamındı. Aynı bisküvi paketinden alan adam kendi bisküvisini yiyordu. Yani aslında kadın adamın bisküvisinden aşırıyordu. Adam, kadının tersine bisküvisini paylaştığı için çok mutluydu. Kadın düşünmeye devam ederken uçak kalkmak üzereydi. Uçağın kalkacağının duyurusu yapıldıktan sonra kadın uçağa bindi. Hala adamın küstah olduğunu düşünen kadın uçağa bindiğinde çantasındaki bisküviyi gördü ve pişman oldu. 
                                                                 

LAVİNİA

                             Lavinia

Sana yalanlar söyledim Lavinia 
Seni incitmek istemezdim
Yanımda kalmanı istedim
Lavinia sen üşüme

Bugün yanımda kalmanı istedim
Biliyorum incindiğini
Gizlemek istemezdim
Lavinia sen üşüme

LAVİNİA


Sen yalanlar söylerken
İncindim günden güne
Adını bilmek istedim
Gizledin yine

Üşüyordun yine
Almadın ceketimi
Saatleri gizledim
Yanımda kal diye

Demek Lavinia idi adın
Benim güzel Lavinia'm
Buradan gitmek istedin
Yine incinmeyeyim diye.

BİR PAKET PİSKÜVİ

                                                 
... Adam çok şaşırmıştı kadının neden bu kadar tepki gösterdiğini anlamamıştı.Zaten bisküvi adamındı ama kadın bunu bilmiyordu.15 dakika daha bekledikten sonra uçağa binmek için gitti.Uçağa bindi.Kadının oturduğu yerin bir arkasında adam oturuyordu.Uçak kalktı kadın telefonunu almak için çantasına baktığında çantasında duran açılmamış bisküvi kutusunu gördü ve orada kalakaldı....

Bir Paket Bisküvi

... O sırada telefonu çalan kadın çantasını açınca gördüğü görüntü karşısında şoke olmuştu. Az önce yanındaki adamla yiyip bitirdikleri bisküvi çantasında duruyordu. Aslında kadın aldığı bisküviyi çantasına atmıştı. Ancak bunu unutup fark etmeden adamın bisküvisini yiyor ve onun kendininkini yediğini düşünerek sinirleniyordu. Kadın olanları fark edip adama döndü ve özür diledi. Adamsa gülümseyerek, bunun önemli olmadığını her insanın hatalar yapabileceğini söyleyerek oradan uzaklaştı.

Bir Paket Bisküvi

... Kadın, adamın bisküviyi çok rahat yediğini gördüğünde artık kendini tutamadı ve içindekilerini adamın yüzüne döktü. ''Kaç dakikadır hiçbir şey yokmuş gibi bisküvilerimi yiyorsun. Hiç mi terbiyen yok be adam!'' dedi sinirlenerek. Apar topar kalkıp tam gidiyorken bisküviyi yiyen adam sonunda ağzını açtı :''Teşekkürler hanımefendi.'' dedi ve yırtık pırtık cebinden amatörce bisküvinin fiyatı kadar parayı verdi kadına. Tekrar konuşmaya başladı :''Tek sorunum, bu fakir görünümle modern markette aşağılanacağımı düşündüm. İyi günler.'' dedi, hemen de ayağa kalkıp gitti. Kadın adam hakkındaki düşündükleri için pişman oldu.

Bir Paket Bisküvi

... Sonra kadın sakinleşiyor ve hırsızlardan özür diliyor. Adam marketten bir bisküvi daha alıp kadına veriyor ve ''Bir gündür yemek yiyemiyorum çok açım, özür dilerim''diyor. Kadın da bunu anlayışla karşılayıp aralarındaki sorunu çözüyorlar.

Lavinia

Sen yalanlar söyledin bana,
Sen incittin yine.
Aldın ceketimi elimden,
Üşüyorum Lavinia.

Yanımda istedim seni,
Gizleme güzelliğini.
Yine kaldım, gidemiyorum,
Saatlerdir adını söylüyorum.

Bilemedim demek bu günlerin güzelliğini,
Gizleme söyleyeceklerini.
Söyle Lavinia
En güzel sensin...

LAVİNİA

LAVİNİA


Üşüyorum bugün yine
Ceketimi almıyorum yanıma
Biliyorum üşüyeceğimi ama üşümüyorum
Neden mi? Sen yanımdasın Lavinia

Saatler gidiyor, günler gidiyor
Sen gizliyorsun yalanlarımı
Adını söylüyorum yine
Neden mi? Sen yanımdasın Lavinia

İncittin beni bugün
Sen en güzel yalanım
Kalmayacakmışsın yanımda, üşüyorum bugün
Neden mi? Sen yoksun Lavinia
Özdemir ASAF & Ulaş YAZICI

LAVİNİA



Sen yalanlar söyledin
Gitmem dedin gittin
Yanımda bir gün daha kal
Yine en mutlu benim

Üşüdün aldın ceketimi
Seni ısıtacak olan bendim oysaki
Adını gizledim bilmesinler diye
Sen gittin adın kaldı Lavinia’m


Sen yalanlar söyledin
Gitmem dedin gittin
İncittin beni
Sen gittin adın kaldı Lavinia’m


                           Özdemir ASAF & Begüm SERT

Lavinia



Seni gizliyorsun, biliyorum üşüyorsun

Yine sensiz kaldım bugün.

Bana yalan söylüyorsun

Nereye gittiğini söylüyorsun

Yanına geleceğim.

Beni bekle,

Seviyorum seni.

Lavinia, Lavinia.

Yanımda ceket getireceğim.

Üşümeyeceksin artık.

Çünkü ben yanında olacağım.

Orada dur çünkü yanına geleceğim.

 ( Özdemir Asaf ) Görkem Yarımbıyık

Lavinia


Biliyorum yalan söylediğini 

Gizlediğin şeyler çok güzel

Sen de çok güzelsin 

Demek ki bende kalmalısın Lavinia 


İncinme söylediklerimden

Sana saat almaya gittim 

Bu güzel günde

Demek ki bende kalmalısın Lavinia


Bu soğukta üşüdüğünü biliyorum 

İstediğini de biliyorum 

Ceketinin markasını da biliyorum 

Demek ki bende kalmalısın Lavinia


Ant Bora Uluocak & Özdemir Asaf

LAVINIA

   LAVİNİA
Sen yalanlar söyledin,
Bil ki incinmedim,
Gitmek istedim,
En güzel saatte.

Yine üşüdün demek,
Yine gitmek,
Adını gizlemek,
Yanında olmayı istemek, Lavinia.

Ceketimi iste,
Yine de gitme,
Adını gizle,
Günlerce Lavinia.

                                                                Berke KÜL    8A 

Lavinia, Özdemir Asaf

Bir şiiri sözcüklerine ayırmak, o sözcüklerle yeni bir yorum yapmak... 8.sınıf öğrencilerimizin Lavinia yorumu...

15 Ocak 2014 Çarşamba

ÜNLÜ BİR ŞAİR OLSAYDIM

Biliyorum sana giden yoldan
Üstelik sen de hiçbir zaman geçmedin

Ne kadar yakın ve uzaktan
İnsanlar, evler aramızda kalmış

Seni, hep seni düşündüm
yalnız seni, yalnız seni...

13 Ocak 2014 Pazartesi

Ünlü Bir Şair Olsaydım Begüm

Biliyorum sana giden yolları,
Üstelik sen de hiçbir zaman kapatmadın kapıları,

Ne kadar yakından ve uzaktan,
İnsanlar, evler aramızda kayboluyor,

Soğuk gecelerde hep seni düşündüm,
Yalnız seni, yalnız ikimizi...

Şair olsaydım

Biliyorum sana giden o sözlerimi,
Üstelik sen de hiçbir zaman unutmadın gözlerimi

Ne kadar yakından ve yüksekten duyulsa da sesin
İnsanlar,evler, aramızda mesafeler vardı sanki

Yalnızken hep seni düşündüm,
Yalnız seni , yalnız anılarını.

Ünlü Bir Şair Olsaydım

Biliyorum sana giden yollar var.
Üstelik sen de hiçbir zaman bu kadar uzakta değildin.

Ne kadar yakından ve iyiydin.
İnsanlar, evler aramızda engel.

Hep seni düşündüm,
Yalnız seni, yalnız bizi...

Ünlü Bir Şair Olsaydım

Biliyorum sana giden yolları.
Üstelik sen de hiçbir zaman yanımda olmasan da.

Ne kadar yakından ve bir o kadar da uzakta ...
İnsanlar, evler aramızda seninle.

Geceler boyu seni düşündüm.
Yalnız seni yalnız bizi ...

Ünlü Bir Şair Olsaydım

Biliyorum sana giden aşk mektuplarını

Üstelik sen de hiçbir zaman okumadın o mektupları



Ne kadar yakında ve itici

İnsanlar, evler, aramızda yıkık köprüler



Sanki sevdin de hep seni düşündüm

Yalnız seni, yalnız aramızda kurulmayan bağları


                                                                  Kaan Çelebi

Ünlü Bir Şair Olsaydım

Biliyorum sana giden yolları,
Üstelik sen de hiçbir zaman uzakta değildin.

Ne kadar yakından ve içtendin,
İnsanlar, evler, aramızda engeldi.

Her gün hep seni düşündüm,
Yalnız seni, yalnız bizi.

Ünlü Bir Şair Olsaydım Görkem Yarımbıyık

Biliyorum sana giden yol yoksulluk,

Üstelik sen de hiçbir zaman benim olamayacaksın.


Ne kadar yakında olsan da,

İnsanlar evler aramızda ayırdı bizi sonsuza kadar.


Sanki sevdin de bana aşk mektupları yazdın,

Yalnız seni,yalnız aramızda olmayacak sevgiyi...


                                                                                       Görkem YARIMBIYIK

ÜNLÜ BİR ŞAİR OLSAYDIM

Biliyorum sana giden o yolları
Üstelik sen de hiçbir zaman unutmadın beni

Ne kadar yakından ve uzaktan olsa da 
İnsanlar,evler,duvarlar vardı her zaman

Yalnızken hep sen aklımdaydın, hiçbir zaman çıkmadın aklımdan
Yalnız seni,yalnız bizi...

Ünlü Bir Şair Olsaydım

Biliyorum sana giden yolları,
Üstelik sen de hiçbir zaman yalnız bırakmadın beni.

Ne kadar yakından ve içten,
İnsanlar, evler , aramızda duvarlar...

Yalnız hep seni aradım o yollarda,
Yalnız seni, yalnız sevgini.

ÜNLÜ BİR ŞAİR OLSAYDIM

Biliyorum sana giden yolları
Üstelik sen de hiçbir zaman gitmedin
O yollardan

Ne kadar yakından ve kalpten
İnsanlar ve evler
Aramızda yıkık köprüler

Her zaman hep seni düşündüm
Yalnız seni yalnız ikimizi

Ünlü Bir Şair Olsaydım

Biliyorum sana giden komşu kızını
Üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin o kızı

Ne kadar yakından ve içten yaklaşsam da
İnsanlar, evler aramıza engel oldu

Pek göstermesem de hep seni düşünürüm
Yalnız seni, yalnız her şeyimi

ÜNLÜ BİR ŞAİR OLSAYDIM

Biliyorum sana giden kıtaları
Üstelik sen de hiçbir zaman olmadı yetenek
Ne kadar yakından ve aradan
İnsanlar, evler, aramızda olur karadan
Yalnızca hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız seni...

10 Ocak 2014 Cuma

ÜNLÜ BİR ŞAİR OLSAYDIM DORUK GÖKC@N

Biliyorum sana giden yolda çok düştüm

Üstelik sen de hiçbir zaman bana yardım etmedin


Ne kadar yakından ve içtendin

İnsanlar, evler aramızda hep bizi ayırsa da


Her gün hep seni düşündüm

Yalnız seni, yalnız seni…


                                                           Doruk G.

Ünlü Bir Şair Olsaydım Bora OBEN

Biliyorum sana giden yolda engeller var

Üstelik sende hiçbir zaman beni görmedin

Ne kadar yakından ve içten

İnsanlar, evler, aramızda kilometreler

Her zaman hep seni düşündüm

Yalnız seni, yalnız bizi

 Bora O.

ÜNLÜ BİR ŞAİR OLSAYDIM-BUSE

Biliyorum sana giden yolları
Üstelik sen de hiçbir zaman beni unutamadın

Ne kadar yakından ve içtendi
İnsanlar, evler aramızda yok oluverdi

Bütün gün hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız bana aşkla bakan gözlerini

Buse Ü.

Ünlü Bir Şair Olsaydım../Gizem Y.

Biliyorum sana giden yolda yalnızım

Üstelik sen de hiçbir zaman bana yol göstermiyorsun

Ne kadar yakın ve kolay olsa da yollar 
İnsanlar, evler aramızda karmaşık bir labirent sanki

Yine de vazgeçemedim senden, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız bizi…
Gizem Y.

6 Ocak 2014 Pazartesi

Ünlü Bir Şair Olsaydım

Bu çalışmamızda Cemal Süreya'nın "Biliyorum Sana Giden" şiirinde verilmiş boşlukları öğrencilerimiz kendilerine göre yorumladılar.

Yaratıcı Yazarlık Dersine Hoş Geldiniz

İSTEK Belde Ortaokulunda 8.sınıf öğrencilerimizle yürüttüğümüz Yaratıcı Yazarlık dersinde oluşturduğumuz ürünleri buradan takip edebilirsiniz. Metinler, Eylül 2013 ile Ocak 2014 arasında yazıldı. İyi okumalar dilerim.

Berfin Syskakis